GENÇLER, TEKNOLOJİ VE DEĞİŞEN SOSYAL DENGELER

Yazar : Ditsa ALATON, Eğitim Danışmanı – Psikolog

Teknolojinin gelişimi ve kullanımı bütün dünyada büyük bir kültürel değişim başlattı. Yaşamımızdaki bu geriye dönüşü olmayan değişim, çocuklarımızın ve gençlerimizin sosyal hayatlarını ve eğlenme alışkanlıklarını değiştirdi.

Teknolojinin karşımıza çıkarttığı internet, sosyal ağlar, video oyunları, akıllı cep telefonlarının olumlu ve olumsuz etkileri eğitimciler ve psikologlar tarafından araştırılıyor. Değişimin gücü ve içerdiği zıtlıklar karşısında aileler tedirgin, şaşkın. Çocuklarını doğru yönlendirmek için uzmanlardan adeta reçete bekliyorlar.

Teknolojinin getirdiği değişikliklere nasıl bakmalıyız, bu konuda tutumumuz ne olmalı?

Sosyalleşme Kavramımız Değişiyor

Değişimi nasıl yaşıyoruz? Toplumla ilişkilerde içe ve dışa dönüklük, sosyal hayata katılımda bireysel ve kollektif olabilme, günlük yaşantıda ise gerçek ve sanal tecrübeleri aynı anda yaşama şeklinde diyebiliriz.

Gördüğümüz bu zıtlıklar gündelik hayatımıza ise neredeyse karikatür kareleri gibi yansıyor. Sokakta karşıdan bir genç geliyor, kendi kendine konuşuyor gibi, üzülüyoruz. Yaklaştıkça şaşkınlığımız gülmeye dönüşüyor. Evet, tek başına ama yalnız değil, çünkü telefonda birisi ile konuşuyor. Kafede anne ve kızı karşılıklı bir şeyler yiyorlar. Anne” İ Pad’ine” odaklanmış işini takip ediyor, kızı ise müthiş bir hızla neredeyse tuşlara bakmadan arkadaşıyla mesajlaşıyor. Herkes evde, birlikteler ancak herkes ayrı bir yerde bir şey yapıyor. Kucaklarda veya ellerde teknolojik araçlar, internetten bilgi alınıyor, ödev yapılıyor, alışveriş yapılıyor, müzik indiriliyor, oyun oynanıyor, sohbet ediliyor, profil oluşturuluyor, bilgi paylaşılıyor, grup kuruluyor… Yani gerçek dünyada sanal dünyanın araçları kullanıyor, sosyalleşiyor, eğleniyor, işlerimizi hallediyoruz.

Bütün bunlar daha az sosyal olduğumuz anlamına gelmiyor, sosyalliği yeni ve farklı bir şekilde yaşadığımızı gösteriyor.

Bağlantıları Kurmak Artık Kolay ve Hızlı

Teknolojiye kolay ve hızlı ulaşımın gençleri yalnızlığa çekmesi beklenebilirken, göstergeler, bu görüşün her zaman, her yaş ve herkes için geçerli olmayabileceğini gösteriyor. İnternetteki sohbet ve paylaşım ortamlarında dünyanın her tarafı ile aynı anda haberleşmek sosyalleşmenin yeni şekli.

Ayrıca; teknoloji doğru kullanıldığında; çekingen, gruba katılmakta zorlanan gençler için kolaylaştırıcı hatta geliştirici bir araç. Bu noktadan baktığımızda, teknolojinin olumlu ve yapıcı yönünü kabul etmeliyiz.

Kendimizi Tanıma ve Tanıtma Hayatımızın Bir Parcası

Profil oluşturma, gencin kimlik arayışı ve bir gruba ait olma ihtiyacını karşılamak için sosyal bir siteye katılması ile başlıyor. Bu aşamada kendi özelliklerini, ilgi alanlarını düşünme fırsatı buluyor. Nasıl bir gruba ait olmak istediği netleşiyor ve kendi ile ilgili farkındalığı artıyor. Oluşturduğu profil, kendi özelliklerine benzer kişilerin ya da olmak istediği özellikleri taşıyanların grubuna katılmasını sağlıyor.

Böylece birey profili, çok kısa sürede kollektifleşmiş oluyor. Gençlerimizin güven kazanmaları, kendilerini geliştirmeleri ve ifade etmeleri açısından, bu son derece olumlu bir gelişme.

Yeni ve Ortak Bir Dil Oluşturuyoruz

Gençler için teknolojinin teknik özellikleri, işlevselliği kadar estetik özellikleri de önemli. Seçilen cep telefonunun rengi, modeli, kılıfı yeni bir ortak kültür oluşturuyor. Markaların çağımızdaki gücünü yansıtırken bir yandan yüzeysel bir kültür yaratıyor. Fakat bunun ötesinde, bugün kullanılan iletişim dili de sürekli bir değişim içinde. Her gün yeni terimler, yeni ifade şekilleri doğuyor. Fikirler ve duygular çok daha doğal bir şekilde, oluştukları anda paylaşılıyor. Çoğu zaman da filtreden geçirilmeden, içtenlikle ve hatta yoğun bir şekilde ifade ediliyor.

Yeni bir dil teknolojinin kaçınılmaz sonucu. Bu dil, samimi, özgün ve yapıcı olduğu sürece, gençlerimizin ve toplumumuzun yeni çağda bir arada olması için çok önemli bir unsur.

Peki Ya Olumsuz Etkiler

Yaşadığımız bu değişimin olumlu olduğu gibi elbette ki olumsuz etkileri de var. Araştırmalar, eğitim amaçlı kullanılan video oyunlarının, öğrenmeyi özendirdiğini, hızlandırdığını, görsel dikkati ve koordinasyonu geliştirdiğini ve uzay becerisini arttırdığını göstermektedir. Ancak, şiddet ve cinsellik içeren video oyunlarının zararları tartışılamaz. Eğitici amaçla kullanılmayan video oyunlarının beynin gelişimini yavaşlattığı, şiddet içeren video oyunlarının çocuklarda agresif davranışları tetiklediği gözlenmektedir.

Uzun süre aşırı şiddet içeren video oyunlarını oynamak, insanları oyundaki kahramanla özdeşleştirmekte, şiddeti duyarsızlaştırmakta, empati becerilerini azaltmaktadır. Teknolojik medyanın aşırı ve yanlış kullanımı yaşam işlevlerini etkilemekte, okul devamsızlığı, derslerde başarısızlık, yeme ve uyku bozuklukları, depresyon ve hatta epilepsi nöbetlerine dahi neden olabilmektedir.

İnternet Bağımlılıgı-Risk Grupları-Önlemler

İnternet bağımlılığını, diğer bağımlılıklar gibi ele alabiliriz. İnternetin kullanımı hayati ihtiyaçların önüne geçiyorsa, internette geçirilen süre kontrol edilemiyor, süre gittikçe artıyorsa, internet kullanımı engellendiğinde, kızgınlık ve çöküntü yaşanıyorsa; yoksunluğun yarattığı gerginliği gidermek için davranış bozuklukları başlamışsa, evet bağımlılıktan bahsedebiliriz. Bunun arkasında pek çok neden olabilir, bağımlılık risklerini arttıran faktörleri şöyle sıralayabiliriz:

Bilgisayar oyunlarına ve internet kullanımına küçük yaşta başlama

Gençlik dönemi

Düşük benlik algısı

Sosyal kaygı

Dürtü sorunları

Başarısızlık

Yalnızlık

Spor veya yaratıcı aktivite eksikliği

İletişim becerileri zayıf aile

Değerleri ve sınırları net olmayan ailelerde büyüme

Yanlış modeller ve yanlış sosyalleşme

Sonuç olarak internet kullanım, tartışmasız, gündelik hayatımızın bir gerçeği ve öyle olmaya da devam edecek. Bu noktada ailelere, eğitimcilere, sosyologlara, psikologlara büyük rol düşüyor.

Anne ve babalar:

Teknolojinin kullanımını ve dilini öğrenin.

Çocukluk döneminde başlatılacak sosyal ve spor faaliyetlerine önem verin.

Çocuklarınızın izlediğini siz de izleyin.

İnternette ne kadar zaman geçirdiklerini gözleyin.

İnternet kullanımını süre ve program içeriği olarak sınırlayın.

Gençlerinize seçici olmayı öğretin.

İnternet güvenliliğini arttırın.

Kendi yaşantınızla model olun.

Okullarda medya kullanım eğitimleri önerin.

İnternet Kullanımı İle İlgili Alıntılar

“Ben de herkes gibi modern çağı takip edebiliyorum.”

“Teknolojiyi takip etmek iyi geliyor, yenilikleri takip edebiliyorum…”

“Birkaç işi aynı anda yapabiliyorum. Mesela banka sırasındayken ‘maillerime’ bakabiliyorum.”

“Bilgisayarda oyun oynarken gerçek sorunlarımdan uzaklaşıyorum.”

“Arkadaşımla yemekteyken sürekli telefonundan başkalarıyla ‘whatsapp’dan veya ‘bbm’den

konuşması beni rahatsız ediyor.”

“Sabah gözümü açar açmaz Facebook’umu kontrol ediyorum.”

“Eski arkadaşlarımdan haber alabiliyorum.”

“Cep telefonum yanımda olmadığı zaman, sanki bir parçam eksikmiş gibi hissediyorum.”

“Cep telefonumun şık bir tasarımı olması kendimi iyi hissetmeme neden oluyor.