ERGENLİK DÖNEMİNDE KAYIPLAR VE YAS

Yazar : Ditsa Alaton, Eğitim Danışmanı – Psikolog 

Hayata yeniden bir uyanıştır ergenlik. Ergen, yeni başlayan sürecin heyecanlarını yaşarken bir yandan da geride kalan çocukluğunun yasını tutar. Dolayısıyla çoğu zaman düşünce ve duyguları karmaşa içindedir. Dünyayı bir yetişkin gibi algılayabilir, anlamlandırabilir ancak birey olma yolunda henüz acemidir ve tepkileri çocukluktan izler taşır.

Bu zorlu dönemde kayıp yaşayan ergen, bir yetişkin gibi derinden yas tutar. Duygularını çoğu zaman bastırmak ve çevrelerinden gizlemek eğiliminde olur.çünkü, bu, onun kendisini savunmasız hissetmesini engeller. Özellikle erkek çocuk ergenlik döneminde bir kayıp yaşarsa, dikkatini ailesi ile ilgilenmeye ve aile bireylerine destek olmaya odaklar. Böylece acısını kendinden uzak tutarak yaşadığı kayıpla yüzleşmekten kurtulur.

Ergenlik aileden bağımsız bir birey olma yolculuğudur. Bu süreç içinde aileler.genellikle çocukları üzerindeki kontrollerinin azaldığı ve onlarla iletişim kuramadıkları duygusuna kapılırlar. İletişim kurmaya yönelik çabalarının çocukları tarafından reddedilmesi ve başarısızlıkla sonuçlanması ebeveynleri kızdırabilir, kırabilir ya da kendilerini beceriksiz hissettirebilir. Ergenlik çağındaki biriyle yardımcı amaçlı olsa da, bazen iletişim kurmak zordur çünkü o, kimsenin kendisini anlamadığını kimsenin ona yardım edemeyeceğini düşünür. İşte tam da bu noktada kayıp yaşayan bir ergenle iletişim kurmak daha da kafa karıştırıcı olur.

Herşeyin daha berrak olduğu çocukluk döneminin bitimiyle ergen, hayata dair birçok kavramı kendi zihin süzgecinden geçirmeye başlar. Kayıp bu süreçte yaşanırsa eğer, ergen, ayrılık, hayatın anlamı, ölüm ve ölümden sonrası gibi konuları, ailenin değer yargılarını, inançlarını ve toplumun normlarını cesur ama o kadar da acımasız bir sorgulamadan geçirir. Aileler ergenin düşüncelerini uygunsuz bulabilirler ama bu durumda bile ergen yargılanmamalı kendi duygularını ifade etmesine yardımcı olunmalı kızmadan, sabırla dinlenmelidir. Sohbet konunuz ne olursa olsun, ciddiye alındığını, görüşlerine saygı duyulduğunu ve hepsinden öte orada onu dinlemeye hazır bir annesi babası olduğunu bilmeye ihtiyacı vardır. Çocuğunuzla kendi görüşlerinizi paylaşın ama bunu yaparken onun düşüncelerine saygı duymayı ve bunu ona hissettirmeyi ihmal etmeyin.

Anne babaları kimi zaman endişelendiren uzaklaşma, aslında,bireyselleşme sürecinin bir parçasıdır.İşte bu nedenle aileler ergenlerine yaklaşımlarında ısrarcı olmamalıdırlar. Unutmayın, o konuşmak istemese de önemli olan sizin daima orada onu dinlemek üzere hazır olduğunuzu bilmesidir. Bazen kendi içine kapanma nedeni nasıl ve nereden başlayacağını bilememek de olabilir. Bu yüzden arada bir orada olduğunuzu hatırlatmak için ona zaman ayırın. Mesela oturup biryerde birşeyler içmeyi teklif edebilirsiniz, belki bu girişimler hemen sonuç vermeyebilir ama böyle anlardan birinde ürkütmeden yapılan bir girişle ona yaşanılan kayıpla veya ölümle ilgili duygularınızdan bahsedebilirsiniz. Bu az da olsa onun kendi duygularını açması için bir adım olabilir.

Duygusal gelgitlerle dolu ergenlik dönemini bazı ergenler daha şiddetli dalgalanmalarla yaşarlar ve bu onları riskli davranışlara itebilir. Genellikle ergenler bu tarz riskli davranışlar aracılığıyla kendilerince ölüme meydan okurlar. Aslında bu meydan okumaktan çok kendilerine ölümün onları alt edemeyeceğini ve kendilerinin yenilmez olduğunu ispat etme çabasıdır. Yas süresinde acıyla ve öfkeyle boğulan kimi gençler bu hislerden kurtulmak için alkol veya uyuşturucu maddelere yönelebilirler. Kimileri ise yaşadıkları kaybın ardından ölüm kavramını günlük yaşantılarının içine sokarak (giyim tarzları,makyajları,odalarındaki eşyalar, müzik zevkleri vs. aracılığıyla) onu nesneleştirir. Bunu yapmalarının altında yatan sebep genelde, ölüm kavramını sıradanlaştırmak ve yaşadığı mutsuzluğu,umutsuzluğu ve korkuyu daha az acı veren bir durum haline getirmektir.

Ergenin ebeveynleri dışında ona destek olacak bir sosyal çevresi yoksa ya da ergen kimseye duygularını açmaya yanaşmıyorsa, ergenin yas sürecinde yaşadığı sıkıntı onun okul yaşantısını, sosyalleşmesini olumsuz yönde etkiliyorsa, fiziksel yoğun bir aktivitesi olmadığı halde zamanının çoğunu uyuyarak geçiriyor, alkol veya uyuşturucu kullandığından şüphe ediliyor, intihar sinyalleri veriyorsa bir profesyonele danışılması ve buna göre hareket edilmesi doğru olacaktır.

Evet, ergenlik çağına giren çocuğunuz size başka evrenden gelmiş biri gibi görünmeye başlamışken bir kaybın yaşanması durumu daha da zorlaştırabilir. Yaşadığı değişimler ve bunlara verdiği tepkiler bir ebeveyn olmayı bazen daha güç hale getirebilir ama bu değişimlerle başetmenin onun için de hayli zor olduğunu unutmamak lazım.

Sabırlı olmak,dinlemek,anlamaya çalışmak,duygu ve düşüncelerine saygı göstermek, güven vermek, en önemlisi ben seni bırakmıyacağım, yanındayım mesajı acısıyla başetmede verebileceğimiz en değerli destektir.