Bilişsel gelişim alanının önder isimlerinden Jean Piaget 2-6 yaş dönemini ‘İşlem Öncesi Dönem’ olarak adlandırmıştır. İnsan zihninin dünyaya boş gelmediğini, refleksler ve bazı zihinsel potansiyellerle geldiğini, adapte olma yeteneğinin doğuştan geldiğini ve yaşamın sonuna kadar devam ettiğini savunan Piaget bu dönemi belli özellikler ile açıklamıştır.
0-2 yaş ‘Duyusal Motor’ dönemini bitiren çocuğun bilişsel becerilerindeki gelişimle birlikte dış dünyayı hayallerle ve mantık dışı süreçlerle ele aldığı görülür. 2-6 yaş dönemi çocuğu hayallerle gerçeği birbirinden ayıramaz. Bu yaş döneminin genel özelliklerine baktığımızda ‘İşlem Öncesi Dönem’ çocukları çoklu düşünme becerisine sahip değildir. Ailece farklı etkinliklere katıldığınız bir günün sonunda çocuğunuzun sadece son etkinliği hatırlamasının sebebi budur. Egosantrik (benmerkezci) düşünce yapısına sahip olan çocuk herkesin kendi gibi düşündüğünü zanneder. Hatta yaptığı etkinliği kendine dönük tuttuğunda o etkinliği sizin göremediğinizi düşünemez. Aynı zamanda bu dönem özelliği olarak çocuk olayların sebebi olarak kendini görür. Gidemediğiniz bir etkinlik, iptal olan bir program, hatta boşanma konuşmalarında da bu yaş grubu çocuklar ‘benim yüzümden’ düşüncesini benimsediği için yapılan açıklamalara çok dikkat edilmesi gerekir.
Bu yaş grubu çocuklarının oyunu ‘paralel oyun’ şeklindedir. Çocuklar birlikte oynuyor gibi gözükse bile aslında birbiri ile kesişmeyen etkinlikler içerisindelerdir. Belli bir süre sonra çocuk ‘sembolik oynamaya’ başlar. ‘-Mış’ gibi oyunlar ile çocuk aklındaki konsepti gerçek malzemeler yerine farklı malzemeleri istediğinin yerine koyarak bir oyun geliştirir. Oyun oynarken çocuğun kendi kendine konuşması, arabalarını çarpıştırırken sesler çıkarması, davranışlarını kendi kendine yansıtması dönemin en belirgin özelliklerinden biridir.
Aynı zamanda henüz gerçek ile hayali birbirinden ayıramayan çocuk izlediği karakterleri, dinlediği masalları gerçek sanabilir. Hatta rüyasında anne-babasının ona olan tutumu sebebiyle uyandığında bunu gerçek sanarak hesap sorabilir. Canlı şeyleri cansız sanmaları, cansız bir nesneyi ise canlı algılamaları da yine görülen özelliklerden biridir. Bir çocuğun hayvanlara karşı tutumu onları oyuncak sanmasından, oyuncak ayısıyla konuşması onu gerçek sanmasından kaynaklıdır. Bu dönem çocukları doğa olaylarının sebebini de henüz anlamlandıramazlar. 3-6 yaş döneminde en çok görülen durumlardan bir diğeri ise hayali arkadaşlardır. Hayal dünyalarının geniş olması, yalnız büyümeleri, anne-babalarının yoğun çalışması bu durumu ortaya çıkarabilir. 6 yaşına kadar bu durum gayet normaldir.
2-6 yaş dönemi çocukları parçayı bütüne genellemede de zorlanabilirler. İstanbullu olduğunu bilen bir çocuk ‘Türkiye’de mi yaşıyorsun?’ sorusuna ‘hayır’ yanıtını verebilir. Bütüne genellemeler bilişsel beceri anlamında henüz gelişmemiştir. Algısal olarak baktığımızda çocuklar şemalarla ilerler. 2 yaşındaki çocuğun şeması 6 yaş çocuğunun şemasından farklıdır. Dolayısıyla bir çocuk gördüğü zebrayı at şemasına sokabilir; ancak zaman içerisinde bunları birbirinden ayırabilir.
‘İşlem Öncesi Dönem’ çocukları iki durum arasında sığ bir bağlantı üretebilir. Öğretmeninin tüm sayfaya çizgi çizmesini istemesi sonucunda tüm sayfa sadece bir tane kocaman bir çizgi çizmesi, küçük ‘a’ yazan bir çocuktan büyük ‘A’ yapmasının istenmesi sonucunda ‘a’nın sadece boyutunu büyütmesi gibi durumlar bu yaş dönemi çocuklarının bilişsel becerileri ile açıklanmaktadır.
6 yaşından sonra artık ‘Somut İşlemler’ dönemine geçen çocuğu farklı maceralar bekler. Her çocuğu kendi yaş düzeyinde değerlendirmek, ne fazlasını ne azını beklemek, gelişmesi için desteklemek, bulunduğu koşulları en etkili şekilde kullanmasını sağlamak bu yaş grubu çocuğunun bir sonraki döneme sorunsuz geçmesine yardımcı olacaktır.
Uzm. Klinik Psk. Mirey Kasuto