YARAMAZ ÇOCUĞA YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR?

Yazar : Layza OVADYA, Uzman Psikolog – Oyun ve EMDR Terapisti

‘Yaramaz’ kavramı, benim çok sevmediğim maalesef her çocuğa kolayca yapıştırılan bir etikettir. Hele ki yaramaz çocuk kıyafeti giydirilmiş bir çocuğun üzerinden, bu sıfatı almak ve özgüvenini de yükseltmek epey zaman alır. Yetişkinin beklentisine göre davranan, yetişkinin sabrını fazla sınamayan, yetişkine vicdan muhasebesi yaptırmayan, kurallara uyumlu ve kendi kendini meşgul edebilen çocuk mu (işe) ‘YARAR’ çocuktur?

Her çocuğun yetişkin tarafından istenmeyen davranışı vardır. Ancak istenmeyen veya sevilmeyen çocuğun kendisi değil, davranışıdır. Bence burada çok özel ve önemli bir fark var. Anne-baba-öğretmen-büyükanne-büyükbaba… çocuğa ‘bıktım senin yaramazlıklarından’ dediği zaman, kötü niyetle söylemeseler bile çocuğu etiketlediklerinin farkına varmalıdırlar. Çocuk kalbiyle düşündüğüm zaman, bu ifadeden ister istemez benden bıkıldığını ve benim sevilmediğimi algılarım. Bir çocuğa yaptığı davranışın yanlış olduğunu söyleyebilirsiniz, en zor çocuğa bile! Ancak muhakkak hangi davranışın olduğunu çok belirgin olarak belirtmelisiniz, davranışın sevilmediği halde kendisinin sevildiğini duymaya ihtiyacı vardır; ‘seni seviyorum ama kardeşine vurmanı sevmiyorum!’…

Çocuğun davranışlarına sınır getirmek gerekli midir? Evet, bir çocuk sınırlar içinde de bağımsız ve özgüven içinde büyüyebilir. Sınırsızlık içinde yüzen bir çocuk, güven duygusu hissedemez, onay alma, yardım alma, destek ihtiyacı duyar. Sınırlar ve kurallar net olarak belirlendiğinde, tutarlı ve kararlı olarak uygulandığında, çocuklar o kurallarla yaşamayı öğrenir. Bazı çocuklar, anne-babanın dikkatini üzerine çekmek için olumsuz davranışlarda bulunabilir, neden takdir edilmek yerine azarlanmayı seçerek ilgi beklerler? Bunu anne-baba kendine dönerek sorgulamalıdır. Zaten yapması beklenen davranışlar yeterli ilgiyi almıyor veya yeterli zaman ayrılamıyor ise, çocuk olumsuz davranış ile de anne-babanın tepkisini çekmek isteyebilir. Çocuk, maç akşamı babasından ciddi azar işiteceğini bile bile kumandayı saklayabilir veya televizyon önüne geçip izlemesini engellemeye çalışabilir. Sevgili babalar, kızmak yerine neden diye düşünmeyi denediniz mi?

İstenmeyen davranışta bulunan çocuğa yaklaşım nasıl olmalıdır sorusuyla çok sık karşılaşıyorum, ancak bu sorunun tek bir cümlelik cevabı yok. Mutlu ebeveynliği, ve mutlu çocuklar yetiştirmenin cevabını ise uzun bir paragraf ile belirtebilirim. Anne-baba çocuk sahibi olmadan önce kendini çok iyi tanımalı. Her kadın ve erkek çocuk sahibi olmalıdır diye bir şey yok, tam tersi bunun farkına varmak ve uygulayabilmek bence çok büyük bir erdemdir, bilgeliktir! Anne-baba zihni ve kalbi; fedakar, hoşgörülü, ileri görüşlü, kararlı, tutarlı, sevgi dolu, oyun oynamaktan keyif alan ve bu zamanı yoktan var eden, güçlü, kendini çaresiz hissettiği zaman bile çıkış yolu bulabilen, dengeli ve mantıklı olma yolunda kendini geliştirmeye, çocukla birlikte öğrenmeye açık olmalıdır.

Çocugum ve Ben Dergisi, Ocak 2009